Genel Olarak

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte markalar adına başvuru

sürecinde birtakım yenilikler de hayatımıza girmiştir. Bu anlamda Türk Patent ve Marka Kurumunda

(Kurum) geçen marka başvuru sürecini kısaca anlatmamızda yarar vardır.

Marka sahibinin marka hakkının tescili için Kuruma başvurmasıyla süreç de başlar. Kurumun ilgili

dairesi markanın tescili ile alakalı mevzuata aykırı bir durum bulunup bulunmadığını inceler ve

aykırılık bulunmadığına karar verirse markayı bültende ilana çıkarır. Şayet Kurum başvurunun kısmen

ya da tamamen mevzuata aykırı olduğunu tespit ederse başvuruyu kısmen ya da tamamen

reddedecektir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Karara İtiraz başlıklı 20. maddesine göre Kurum tarafından

mevzuat kapsamında alınan kararlardan zarar gören taraflar, kararın tebliğinden itibaren iki ay içinde

yazılı ve gerekçeli olarak Kuruma itirazda bulunabilir. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. İtiraz

gerekçelerinin bu süre içinde sunulmaması halinde ise itiraz hiç yapılmamış sayılacaktır. Hukukumuza

hakim olan ilkelerden “iddianın genişletilmesi yasağı” gereği kural olarak itiraz süresinden sonra itiraz

gerekçeleri değiştirilemez ve yeni gerekçeler eklenemez. İlerleyen süreçte yargı önüne taşınacak

davanın konusunu Kuruma yapılan itirazın konusu oluşturacağı göz önüne alındığında görülecektir ki

bu aşamaların her biri ayrı ayrı önem arz etmektedir. Bununla birlikte itirazın incelebilmesi için; itiraz

eden tarafından itiraz süresi olan iki ay içinde Marka Karara İtiraz Ücretinin ödenmesi ve aynı süre

içinde ücretin ödendiğine ilişkin bilgi belgenin Kuruma sunulması zorunludur. Tüm bu şartlar

sağlandığı taktirde Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Karara İtiraz İncelenmesi başlıklı 21. maddesi


gereğince Kurum tarafından itiraz üzerinde şekli bir inceleme yapılacak, yapılan şekli inceleme

sonucunda itirazın incelenebilir nitelikte olduğu tespit edilirse itiraz incelenmek üzere Yeniden

İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı bünyesinde yer alan kurula gönderilecektir.

Kurul gerekli gördüğü taktirde tarafların itirazlara ilişkin görüşlerini süresi içinde bildirmelerini ve

taraflardan ek bilgi ve belge sunmalarını isteyebilir. İstenilen görüşlerin veya ek bilgi ve belgelerin

süresi içinde sunulmaması halinde itiraz, hali hazırda bulunan bilgi ve belgeler kapsamında

değerlendirilecektir. Kurul, itiraz hakkında yapacağı inceleme ve değerlendirme neticesinde, Türk

Patent ve Marka Kurumu adına nihai kararı verir. Dolayısıyla Yeniden İnceleme ve Değerlendirme

Kurulu (YİDK) tarafından verilen nihai nitelikteki kararın tekrar itiraz konusu veya başka bir idari

işlemin konusu olması mümkün değildir, bu kararlara karşı yalnızca yargı yoluna gidilebilir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/2. maddesi ve 5000 Sayılı Kanun’un 15/C maddesi

bulunan özel hükümler sebebiyle Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme

Kurulu’nun aldığı kararlara karşı açılacak iptal davalarında görevli ve yetkili mahkeme; Ankara Fikri

ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’dir. Bu hususta yetki kesindir. Bu sebeple açılacak davalar dışında

kalan davalar açısından ise genel yetki ve görev kuralları uygulanır.

Davanın Tarafları

YİDK Kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda davalı tarafta Türk Patent ve Marka Kurumu her

zaman bulunacaktır. Zira dava konusu kararları alan da yürüten Kurumun kendisidir.

Davacı taraf için ise birkaç ihtimal söz konusudur. Şöyle ki; YİDK Kararlarının iptali davasını üçüncü

kişinin itirazı üzerine başvuru sahibi açıyorsa, husumet Kurumun yanında itiraz sahibine yöneltilir.

Ancak dava konusu kararın zedelediği husus itiraz sahibinin menfaatleri olup dava itiraz sahibi

tarafından açılıyorsa, husumet Kurumun yanında başvuru sahibine yöneltilir. Bir başka ihtimal de

Türk Patent ve Marka Kurumu’nun başvuruya ilişkin kararlarına karşı itirazın bulunmamasıdır. Bu

durumda başvuru sahibi husumeti sadece Kuruma karşı yöneltebilecektir. Başvuruya vaktinde ve

gereği gibi itiraz etmeyen kişiler ise başvuru aşamasında Kurulun kararlarına karşı iptal davası

açamazlar.

Dava Zamanaşımı

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/2 ve 172.; 5000 Sayılı Kanun’un ise 15/C maddeleri YİDK

kararlarına karşı açılacak olan davanın, itiraz üzerine verilen kararın taraflara bildirim tarihinden

başlamak üzere iki ay içerisinde açılabileceğini hükme bağlamıştır. Kanunlarda geçen bu süre hak

düşürücü süredir ve hakim tarafından re’sen gözetilir. İptal davası bu hak düşürücü nitelikteki iki aylık

süre sonrasında açılmışsa, mahkeme davanın reddine karar verecektir.

Mahkemece Verilecek Kararın İptal Davasına Konu Karara Etkisi

Taraflarca İptali istenen YİDK Kararı marka başvurunun reddine yönelik ise ve mahkemece iptal

edilmişse, tescil işlemleri kaldığı yerden devam eder. Bununla birlikte YİDK Kararı marka

başvurusunun tesciline yönelik ise ve iptal edilmişse; ki bu çoğu kez markanın hükümsüzlüğü ve


sicilden terkini talebiyle açılan bir davanın neticesinde bir karar olduğundan, marka sicilden terkin

edilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta Kurulun kararını yerinde bulmayan mahkeme yalnızca

kararın iptaliyle ve terkiniyle yetinecek, Kurumun yerine geçerek bir idari işlem olan tescile karar

veremeyecektir.

Son olarak değinmek gerekir ki; Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 162. maddesi gereğince iptal davalarına

ilişkin mahkeme ilamları ve ilamların fer’ileri kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu ilamlara ilişkin

zamanaşımı süreleri ise 5000 Sayılı Kanun’un 15/C maddesine göre; kararın kesinleşmesinden itibaren

işlemeye başlar.