İcra ve İflas Hukuku ile borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacağın ondan nasıl, hangi yollarla tahsil edileceği gösterilmektedir. Borçlu aleyhine icra takibi yapılabileceği gibi koşullara göre iflas yoluyla takip de yapılabilir.

 

İcra ve İflas Hukuku kapsamında her iki takibin de nerede ve nasıl yapılacağı, borçlu olan kişinin hangi yasal yollara başvurabileceği, alacaklı olan kişinin böyle bir durumda hangi hukuksal olanaklara sahip olduğu, yapılan takibe rağmen borçlu olan kişinin borcunu ödememesi durumunda mallarının nasıl haczedip paraya çevrilebileceğini ele alınır.

 

Borcunu ödeyemeyen borçlunun borcunun, alacaklının talebi üzerine, devlet zoruyla taşınır ve taşınmaz varlıklarına el konarak karşılanması gerekir; işte bu ve bunun gibi borç ve alacak konularının düzenlenmesini ve hukuki zeminde çözümlenmesi için İcra ve İflas Hukuku gereklidir. İcra ve İflas Hukukunda işlem süreleri diğer hukuk dallarına göre daha kısa olduğu için ve büyük hak kayıplarının yaşanması olası olduğu için sıkı takip edilerek hızlıca işlem yapılması gerekmektedir. İcra ve İflas Hukukuna göre genel haciz yolunda ödeme süresi, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün olarak belirlenmiştir. Borcu olan kişi ödeme emri kendisine tebliğ edildikten yetkiye, imzaya ve borca itiraz edebilir. Borçlu bu sebeplerden biri veya birkaçı ile ilgili İcra Müdürlüğü’ne giderek icra takibine 7 gün içerisinde itiraz edebilir.

 

İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen bazı terimler şu şekildedir:

İhtiyati haciz: İcra ve İflas Kanunu içerisinde hukuki koruma önemlidir. Bu tedbir sayesinde alacağı doğrudan almadan önce teminat altına almayı sağlar.

 

Konkordato: İşleri iyi gitmeyeni zarar eden borçluyu korumak için kabul edilmiş bir husustur.

Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma: Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin alacaklılarıyla uzlaşmalarıyla borçların ve gerekiyorsa şirketin yeni koşullara uyması ve faaliyetine devam etmesine imkan sağlayan bir kurumdur.

 

İptal Davası: İcra ve İflas Hukuku ile borçlunun henüz malları haczedilmeden veya iflasına karar verilmeden önceki bir dönemde kötü niyetli olarak yapılan tasarrufların  iptalini sağlar. Böylece alacağını tam olarak elde edemeyen alacaklılar bu mallar üzerinden alacağını elde eder.

 

İstirdat Davası: Gerçekte borçlu olmayan bir kişiye ödeme emri gönderilmişse ve bu kişi bazı sebeplerden dolayı itiraz etmemiş veya itiraz etmesine rağmen İcra Mahkemesi'ne borçlu olmadığını ispat edememişse ve borcu ödemek zorunda kalmışsa paranın kendisine geri verilmesi için İcra ve İflas Hukuku ile dava açabilir bu davaya istirdat davası denir. Borçlu olan kişi menfi tespit davası açmışsa dava sonuçlanmadan önce borcu ödemesi gerekirse bu dava da istirdat davası olarak devam eder.

Hukuk ve Danışmanlık Ofisimiz tarafından bu alanda; İcra işlemlerinin ve davalarının takibi, Alacak tahsili, Haciz, İhtiyati haciz, Rehin, İpotek işlemlerinin yapılması, Borçlu ve alacaklı lehine toplantılara iştirak edilmesi, İflas talebi veya iflasın ertelenmesi davalarının takibi hususlarında şirketlere, kurumlara ve şahıslara danışmanlık ve hukuki hizmet sunulmaktadır.