Yargıtay uygulamasında göre, aşağıdaki şartların tümü bir arada gerçekleştiği takdirde elde edilen delil

hem özel hukuk hem de ceza hukuku anlamında hukuka uygun delil olarak kabul edilir:

1. Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişinin kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan

(cinsel taciz, cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da

kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için kayıt

yapması gerekir. Kendisine veya bir yakınına karşı işlenen herhangi bir suç veya suç teşkil etmese de

haksız saldırı yokken yapılan her türlü kayıt hukuka aykırı olup delil değeri yoktur.

2. Kayıt yapan kişinin veya yakınları aleyhine işlenen suç veya haksız saldırı, “tesadüfen” veya “ani

gelişen bir olay” şeklinde cereyan etmelidir. Tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle

sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları suç

teşkil eder.

3. Ses, fotoğraf veya video kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine

başvurma imkânından yoksun olması gerekir. Kolluk güçlerine başvurarak kanıtların elde edilmesi

mümkünse yapılan kayıtlar hukuka aykırı hale gelir.

4. Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişi kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını

engelleme ve yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla bu kayıtları yapmalıdır.

Kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılması veya bu amaçla yapılması suç teşkil eder. Kayıtların

sunulacağı yetkili makamlar; idari devlet birimleri, polis veya jandarma gibi kolluk görevlileri,

savcılık veya mahkeme gibi adli makamlardır.