
Tüketici İşlemi Niteliğindeki Banka Kredileri Nedeniyle Hayat Sigortası Yapılmış Olması Durumunda, Bankanın Poliçe Limitleri Dahilinde Kalan Kredi Alacağını Öncelikle Sigorta Şirketinden Tahsil Etmesi Zorunludur.
Krediye bağlı hayat sigortalarında, sigorta bedelinin asli alacaklısı olan kredi kuruluşunun, sigorta bedelinin ödenmesi yönündeki talebinin tamamen veya kısmen reddedilmesi hâlinde, sigorta şirketine karşı dava açarak ve gerekirse (sigorta bedelinin ödenmeme gerekçesinin çok defa riziko şahsı ile ilgili bir sebebe dayandırılması karşısında) sigorta bedelinin ödenmesi için tüketilmesi gerekli yolları tüketerek, olumlu bir netice alınamaması hâlinde mirasçılara başvurması gerekir.
Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka, alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. Medeni Kanun'un 2. maddesinde, "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, tüm hukuki yollar kredi kuruluşu banka tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılmış olması, dürüstlük kuralına, uygun düşmemektedir.
Bu itibarla; davacı kredi kuruluşu banka tarafından kredi borcunu ödemeyen yasal mirasçılara karşı açılan eldeki dava, banka tarafından sigorta bedelinin elde edilmesi için başvurabilecek hukukî yollar tüketilmediği için erken açılan dava niteliğindedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 18.02.2022 tarihli ve 2019/5 E., 2022/1 K. sayılı kararında; ifa zamanı gelmemiş (vadesi gelmemiş, muaccel olmayan, müeccel) bir alacak için açılmış dava, erken açılmış dava niteliğinde olduğundan, bu davanın açılmasında henüz hukukî yarar bulunmadığı, o nedenle, HMK'nın 114/1-h bendinde dava şartları arasında sayılan hukukî yararın bulunmadığı durumda, davanın esastan değil, HMK'nın 115/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerekir.
Karar : Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/856 E. 2023/1011 K. 10.04.2023 T.
Yazarlar : Av. Mehmet TAV & Stj. Av. Çiğdem ÖZDEMİR