
18 yaşından önce işlenen suç sürekli bir kamu görevini (devlet memuru olmaya) engel değildir.
Devletin çocukların korunması ile ilgili
pozitif yükümlülükleri kapsamında hukukumuzda bazı kanuni düzenlemelere de yer
verildiği görülmektedir. Bunlardan biri çocukların işledikleri bir suç
nedeniyle kamu görevlerinden sürekli olarak yasaklanamayacakları ilkesidir.
5237 sayılı Kanun'da, kasten işlediği bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm
olmuş ve fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olanların sürekli bir kamu
görevini üstlenmekten mahrum bırakılamayacakları ifade edilmiştir.
Aynı
şekilde 5352 sayılı Kanun'da 18 yaşından küçüklerle ilgili adli sicil ve arşiv
kayıtlarının ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere
Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemelerce istenebileceği
düzenlenmiştir. Buna göre kişilerin 18 yaşından küçükken işlediği herhangi bir
suça ait kayıtların idari makamlara bildirilmesi hukuken mümkün değildir.
Öte
yandan somut olayda başvurucunun yazılı ve sözlü sınavı kazandığının ilan
edilmiş olduğu, 18 yaşından küçükken işlediği suça ilişkin kaydın 5352 sayılı
Kanun'da yer alan hükme açıkça aykırı şekilde idari makamlara verilmiş olduğu
dikkate alındığında özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalenin bu yönüyle de
kanuni dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmıştır.
Anayasa
Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına
alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir."
belirtilmiştir.
Bu
durumda, davacı hakkında tesis edilen işlemin, Adli Sicil Kanunu'nun 10/3.
maddesi gereğince davalı idareye verilmemesi ve idarece kullanılmaması gereken
bir bilgiye, yani 18 yaşından küçükken işlediği suç nedeniyle hakkında verilen
karara dayandığı ve 18 yaşından küçükken işlenen bir suçtan dolayı sürekli bir
kamu görevini üstlenmekten yoksun bırakılamayacağı hususu dikkate alındığında,
davalı idarece anılan Kanun hükmüne aykırı olarak ve Anayasanın 20. maddesinde
yer alan özel hayata saygı hakkı ihlal edilmek suretiyle elde edilen arşiv
kaydına dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Kaynak: Danıştay 8.
Dairesi, Esas:2019/4147, Karar:2022/854 Karar Tarihi:15/12/2022