Somut olayda davacı, kardeşi olan davalının kendilerinin rızasını almadan taşınmazda miras bırakanlarından
kalma taştan yapılı eski evi yıkarak yerine yeniden ev inşa ettiğini, yeni yapının taşınmazın ortasına yapılmış
olması nedeniyle hisselerinin kullanımını engellediğini, zeytin ağaçlarının kesildiğini, ev içindeki eşyanın da
dışarı atılarak zayi olmasına yol açıldığını, bu sebeple müvekkillerinin madden ve manen kayba uğradıklarını
ileri sürerek kaçak ve izinsiz yapılan inşaatın tedbiren durdurularak yıkılmasına, müdahalenin önlenmesine,
maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesi davaya konu taşınmazda davacıların çekişmesiz olarak kullanabilecekleri yer
bulunduğu gerekçesiyle el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin reddine, kesilen zeytin ağaçları ile yıkılan
eski ev bedeli nedeniyle maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacıların kişilik haklarına yönelik bir
saldırının ispat edilemediği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesinde davacılar ile davalının çekişmeli taşınmazı fiilen taksim ettikleri gözetilerek paylaşım
sonucu taşan kısım saptanmak suretiyle davalının el atmasının önlenmesine ve taşan kısımda bulunan
yapının yıkılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile isteklerin reddine karar verilmesi doğru
değildir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Nihayetinde kardeş olan tarafların el atmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunulan davaya konu taşınmazda
paydaş oldukları, aralarında taşınmazın kullanımına ilişkin taksim sözleşmesinin bulunmadığı, fiili bir
kullanım biçiminin oluşmadığı anlaşılmaktadır. Anılan hususlar taraflarca yargılama sırasında verilen
karşılıklı dilekçelerle belirtilmekle çekişmesizdir. Taşınmazda davacıların paylarına karşılık kullanabileceği
bir kısım yer olduğu gibi bunun davalı tarafça engellendiğine ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Bu hâlde,
taraflar arasındaki çekişme ancak taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası ile çözümlenmesi
gerektiğinden Mahkemece, el atmanın önlenmesi ve kal davasının reddine karar verilmelidir şeklinde kesin
olarak sonuçlanmıştır.
Karar: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2023/476 E., 2024/217 K., 08.05.2024 T.
Yazar: Av. Mehmet TAV, Stj. Av. Ezgi YARMAN