
Siyasetçilerin siyasi kişiliğinin bulunması ve eleştirilerin toplumu ilgilendiren konulara ilişkin olması sebebiyle, siyasetçiler; kendilerine getirilen eleştirilere, özel kişilere nazaran daha geniş bir hoşgörü göstermek zorundadır.
Olay tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
olan şikayetçinin başvurusu üzerine, Gazetede yayınlanan haberin Basın Ahlak
Esasları Hakkında 129 sayılı Genel Kurul kararına aykırı olduğu gerekçesi ile
yönetim kurulu kararı ile davacı hakkında resmi ilan ve reklamlarının 5 gün
süre ile kesilmesine karar verildiği ve davacının itirazı üzerine mahkemece,
yönetim kurulu kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava
konusu haber bir bütün olarak değerlendirildiğinde; olay tarihinde
Cumhurbaşkanı olan şikayetçinin düzenlemiş olduğu iftar yemeğine ilişkin sert
eleştiriler getirilerek, kamuoyu ile paylaşıldığı anlaşılmaktadır. Şikayetçinin
siyasi kişiliğinin olduğu, açıklamaların toplumu ilgilendiren konulara ilişkin
bulunması nedeni ile kamusal ilginin de bulunduğu, ifade özgürlüğünün güvence
altına alındığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve bunun uygulamasına yönelik
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları gözetilerek, şikayetçinin sert ve
rahatsız edici eleştirilere hoşgörü göstermesi gerektiği, bu anlamda Basın İlan
Kurumu tarafından davacıya verilen yaptırım kararı hukuka aykırıdır.
Kaynak: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi,
Esas Numarası: 2018/3022, Karar Numarası: 2018/5254, Karar Tarihi: 03.07.2018.