
Riskli Yapı Kiralananın Teslimi Sırasında Mevcut Olan Ve Yapı Maliki Tarafından Bilinmesi Gereken Ayıp Olduğundan Malikin, Taşınmazının Riskli Yapı Olduğunu Bilmediğini İddia Etmesi Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olup Yapı Maliki Kusurludur.
Somut olayda; her ne kadar davalı kiraya
veren, kira sözleşmesinin imzalanması esnasında kiralananın riskli yapıda
olduğunu bilmediğini beyan etmiş ve Mahkemece riskli yapıdan kaynaklı 6306
Sayılı Yasa şerhinin sözleşme başlangıcından iki yıl sonra 18.03.2015 tarihinde
konulduğu belirtilerek davalının bir kusurunun bulunmadığına karar verilmiş ise
de; kiralananın, sözleşme gereğince ve sözleşme süresi boyunca, kiranın
başladığı tarihte, kullanılmaya elverişli hukuki ayıptan ari bir şekilde teslim
borcu kiraya veren davalıya aittir. Önemli ayıplardan sayılan riskli yapı
özelliği kiralananın teslimi sırasında mevcut olan ve yapı maliki tarafından
bilinmesi gereken bir ayıp olması karşısında, kiraya veren malikin taşınmazının
hukuki ve fiili durumunu bilmediğini iddia etmesi hayatın olağan akışına aykırı
olup iyiniyet kulları ile bağdaşmayacağından, davalının kusurlu olduğunun
kabulü gerekir. Bu durumda, davacının maddi tazminat isteminde haklı olduğu
gözönüne alınarak Mahkemece öncelikle; davacının maddi tazminat talepleri
açıklattırılarak, tarafların buna ilişkin tüm delillerinin toplanması, sözleşme
hükümlerinin de değerlendirilmesi suretiyle davacı kiracının kiralanana yaptığı
faydalı ve zorunlu masraf bedellerinin kalan kira süresi ile orantılı olarak ve
ayrıca mahrum kalınan kâr kaybını isteyebileceği gözetilip davacı kiracı
tarafından yapılan imalatların nelerden ibaret olduğu ayrıntılı ve tereddüte
yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilip, hangilerinin zorunlu ve faydalı
masraflar, hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, belirlenen
zorunlu ve faydalı masraf kalemlerinin imalat tarihi itibariyle yıpranma payı
düşülmüş bedellerinin, kalan kira süresi ile orantılı olarak hesaplanması ve
ayrıca kiracının aynı niteliklerde bir taşınmazı kiralaması için gereken makul
süre tespit edilerek bu süre kadar mahrum kalınan kârın belirlenmesi, sonucuna
göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı
şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kaynak:
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 5481 Karar: 2018 / 10827 Karar Tarihi:
31.10.2018