Dosya konusu ... ili, ... ilçesi ... Köyü’nde kain 132 ada 7 parsel sayılı taşınmaz davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece kadastro tespitinin kesinleştiği 18/09/2008 tarihinden, dava tarihi olan 31.08.2020 tarihine kadar 3402 sayılı Kanunu'nun 12/3’üncü maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı davayı kabul etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308 inci maddesi " (1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.(2) Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur." 311 inci maddesi ise "Feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur" hükümlerini içermektedir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Hak düşürücü sürenin bir hakkı ortadan kaldıran-sona erdiren niteliğe sahip olması, davayı kabulün ise, davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir davada, kamu düzenine aykırı bir sonuç doğurmaması şartıyla, davacının ileri sürdüğü hakkının gerçekte var olup olmadığından bağımsız olarak davaya son veren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olması nedeniyle, Mahkemece davayı kabul beyanına üstünlük tanınmak suretiyle işlem yapılması gerekir. Hal böyle olunca; davalının kabul beyanına değer verilerek davanın kabul edilmesi yerine Kadastro Kanunu kapsamında hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddedilmesi isabetsizdir.
Karar    : Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2022/371 E. 2023/4806 K. 25.09.2023 T.
Yazarlar: Av. Mehmet TAV & Stj. Av. Çiğdem ÖZDEMİR