Uyuşmazlık, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Kavram olarak; taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine ıslah denir. Eş söyleyişle ıslah, iyiniyetli tarafın davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur. Islahın konusu tarafların yapmış oldukları usul işlemleri olduğu için, ıslahla düzeltilecek usul işlemlerinin neler olduğundan da söz etmek gerekir. Gerek öğreti gerekse Yargıtay uygulaması davanın değiştirebileceğini ve genişletilebileceğini aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini ilke olarak kabul etmektedir. Yine müddeabihin artırılıp artırılmayacağı hususu da bir usul işlemi olup, ıslahın konusudur. Eğer bir davanın konusunu teşkil eden taleplerden sadece bir bölümü istenmiş ve kısmi davaya konu edilmişse daha sonra kalan bölümü için ıslah söz konusu olabilecektir. Ancak bir dava konusu, bizatihi kendisi davayı oluşturuyor ise, burada kısmi dava bulunmadığından ıslah edilebilecek bir dava da bulunmamaktadır. Kural olarak dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi, davanın konusunda da ıslah mümkündür. Ne var ki ıslaha ilişkin yasal düzenlemeler göstermektedir ki, ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir.
Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu hâline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.
Kira tespit davasının hukuki niteliği gereği ek dava açma imkânı bulunmadığı gibi dava konusunun sonradan artırılması da istenemez. Islah suretiyle davaya konu edilen dönemi takip eden diğer dönemlerin dava konusu hâline getirilmesi yasal olarak mümkün değildir. Başka bir anlatımla, eldeki davada başlangıçta dava edilmeyip ıslahla davaya katılmak istenen dönemler, ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceğinden, bu dönemlere ilişkin talebin reddi yerine yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Karar: Yargıtay Kararı 3. HD., E. 2022/8106 K. 2023/12 T. 16.1.2023
Yazarlar: Av. Mehmet TAV & Stj. Av. Şahsenem PEÇENEK