Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayetlerinin yanı sıra ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilmediği gerekçesiyle takibin iptalini talep ettiği, icra mahkemesince şikayetin kabulü ile davacı borçlular yönünden ödeme emrinin iptaline karar verildiği anılan karara karşı borçlular tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunu'nun 58. maddesinin 3. fıkrasında, alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise, alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda hem takip talebinde hem de ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği anlaşılmaktadır. Takip talebindeki ve ödeme emrindeki bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikâyet nedeni olduğu gibi, mahkemece de takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır (Hukuk Genel Kurulu’nun 12.05.1999 tarih ve 99/12-271 Esas, 99/301 Karar sayılı kararı). O halde mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Kaynak: Yargıtay 12. HD, Esas: 2021/437 Karar: 2021/5050, Karar Tarihi: 20.5.2021
Yazar: Av. Mehmet TAV Stj. Av. Edanur ERTUĞRUL