Tanınmış olduğu ileri sürülen markanın benzerinin tescil ettirilmek istenilmesinin tek başına kötü niyetli marka başvurusu olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiş ise de; davacının ülkemizde de tanınmış olarak kabul edilen markaları için özgün olarak belirlediği "..." ibaresi ile yüksek düzeyde benzerlik içeren ve bu benzerliğe dair haklı bir gerekçe sunulamayan "..." ibareli marka başvurusunda bulunulmuş olması, davacının markasının tanınmış olduğu başta gözlük satışı olmak üzere mağazacılık hizmetlerinde davalı şirketin de faaliyette bulunması, aynı zamanda davacıya ait başka markaların da satışını gerçekleştirdiğinin dosya kapsamından anlaşılması sebebiyle davalı şirketin hem ilgili sektörde faaliyette bulunan diğer işletmelerce hem de hedef tüketici kitlesince tanınan davacı markasından haberdar olmadığını söylemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu suretle hak sahibi olmadığının bilinmesine rağmen dürüstlük kuralına aykırı bir ...de davacının tanınmış markasındaki ibarenin yüksek oranda benzerinin tescili için başvuruda bulunulması, davacı ile aynı sektörde faaliyette bulunulması sonucu dava konusu başvuru markasındaki ibarenin benzerinin davacı tarafından tanınmış bir marka niteliği altında yoğun olarak kullanıldığının davalı şirket tarafından bilinmesi gerekliliğinin somut olay özelinde mevcut olması ve dava konusu başvuru markasındaki ibarelerin aynısı içeren ve ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 10.06.2010 tarihli ve 2010/60 Esas, 2010/116 Karar sayılı kesinleşmiş mahkeme kararı ile hükümsüzlüğüne hükmedilen davalı şirkete ait diğer markaların da kötüniyetli marka tescili olarak kabul edilmiş olması karşısında, davalı şirkete ait dava konusu marka tescil başvurusunun iyi niyetli bir marka tescil başvurusu olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.
Karar      : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/76 E. 2023/244 K. 22.03.2023 T.
Yazarlar : Av. Mehmet TAV & Stj. Av. Çiğdem ÖZDEMİR