
Dava, mehir senedine dayalı altın borcunun yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. ... tarafından damat sıfatıyla, ... tarafından damadın babası sıfatıyla imzalanan dava konusu belgede ''mehir senedi bu mihir senedini eşim olacak olan ...'a mihir olarak veriyorum'' ibaresi mevcuttur. İşbu belgenin evlilik birliğinin gerçekleşmesi amacıyla düzenlendiği ancak taraflar arasında resmi nikah akdi yapılmadığı, bu itibarla da söz konusu belgenin geçerliliği olmadığı ortadadır.
Davalılardan ... ile 05.11.2017 tarihinde resmi nikah yapmaksızın imam nikahıyla evlendiklerini, davalının alkol kullanması, düzenli ve yeterli gelirinin olmaması, ekonomik durumu hakkında yalan söylemesi, borçlarının büyük bir kısmını kendisine ödetmesi, daha önceden cinsel ilişkiye girdiği kadınların videolarını telefonunda tutması nedeniyle evliliğin kendisi açısından çekilmez hale geldiğini, 09.04.2018 tarihinde evliliğin sona erdiğini, ayrı yaşamaya başladıklarını, davalıların 05.11.2017 tarihli mehir senediyle 500 gr 22 ayar altın borçlandıklarını, bu borçlarını ödemediklerini ileri sürerek; altının dava tarihindeki değeri olan 85.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince; bağışlamanın geri alınması veya ifadan kaçınma şartlarının oluşmadığı davalı ...'in ise adı borçlu sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen karara karşı, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafça istinaf yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince; davacı ve davalı ...'ın istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalı ... tarafından damat sıfatıyla, davalı ... tarafından damadın babası sıfatıyla imzalanan 05.11.2017 tarihli dava konusu belgede ''mehir senedi bu mihir senedini eşim olacak olan ...'a mihir olarak veriyorum'' ibaresi mevcuttur. İşbu belgenin evlilik birliğinin gerçekleşmesi amacıyla düzenlendiği ancak davalı ... ve davacı arasında resmi nikah akdi yapılmadığı, bu itibarla da söz konusu belgenin geçerliliği olmadığı ortadadır.
Buna göre ilk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaynak: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2021/8076 Karar: 2022/1622 Karar Tarihi: 28.02.2022
Yazar: Av. Mehmet TAV, Stj. Av. Bayram GÜNBAY.