Tasarrufun iptali davaları, elinde geçici veya kat'i aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olmakla birlikte aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır. Kesinleşen takipte kesin aciz vesikası düzenlenmediği gibi davalı borçlunun bilinen adresine yapılmış bir menkul haczinin de bulunmadığına dair tutulan aciz belgesi niteliğinde kabul edilen haciz tutanağının da dosyaya ibraz edilmediğinin anlaşılmasına göre davanın aciz vesikası yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.

            Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır. Somut olayda, Bursa 19. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4995 - 5107 ve 5415 sayılı dosyalar üzerinden başlatılan ve kesinleşen takipte kesin aciz vesikası düzenlenmediği gibi davalı borçlu R.S.'nin bilinen adresine yapılmış bir menkul haczinin de bulunmadığına dair tutulan İİK 105 kapsamında aciz belgesi niteliğinde kabul edilen haciz tutanağının da dosyaya ibraz edilmediğinin anlaşılmasına göre davanın aciz vesikası yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kaynak: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas Numarası: 2016/6436 Karar Numarası: 2019/5712 Karar Tarihi: 08.05.2019