
Bilirkişi Raporunda Emsal Satış Bedellerinin Aritmetik Ortalaması Alınmak Suretiyle Değer Biçilmesi Nedeniyle Rapor, Hüküm Kurmaya Elverişli Değildir.
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsalin uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz ile emsalin emlak rayiç değerleri karşılaştırılmadan ve taşınmazların imar durumlarına ilişkin belgeler getirtilip rapor denetlenmeden eksik incelemeyle karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
Emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal satış bedellerinin aritmetik ortalaması alınmak suretiyle değer biçilmesi nedeniyle rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak ve karşılaştırma yapılmak suretiyle değerinin belirlenebilmesi için oluşturulacak yeni bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
Karar: Yargıtay 5. HD., E. 2022/14955 K. 2023/6332 T. 14.6.2023
Yazar: Av. Mehmet TAV, Stj. Av. Şahsenem PEÇENEK