Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatını ileri sürerek İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2016/30860 E. sayılı dosyası ile işlemiş faiz dahil olmak üzere 63.493,97 TL’nin tahsili talebiyle takip başlattığını, Ebka Uluslararası Dış Ticaret Ltd. Şti.nin keşide ettiği bonoda bedelin 500.000,00 TL olduğunu, bedelinin “nakten ahzolunduğuna” dair şerhin bulunduğunu, bonoda ismi geçen kişilerin hiçbirinin davalı bankadan nakten 500.000,00 TL almadığını, söz konusu bononun gerçek bir borç karşılığı olmadığını, bedel kaydının alacaklı tarafından talil edilmesi halinde ispat yükünün yer değiştirdiğini, böylece davalı bankanın 500.000,00 TL’yi nakten ödediğini ispatlaması gerektiğini ileri sürerek İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2016/30860 E. sayılı dosyasından başlatılan takibin ve takibe konu bononun iptali ile söz konusu bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davacı, dava konusu bonoda avalist sıfatını taşımaktadır. Davacı, somut uyuşmazlıkta davalı alacaklının bonodaki “nakden ahzolunmuştur” ibaresini eylemli olarak talil ettiğini ileri sürmüşse de 6102 sayılı Kanunun 702. maddesi gereği, aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerli olduğundan davacı ihdas nedeninin talil edildiği gerekçesiyle borçtan sorumlu olmadığını ileri süremez. Öte yandan davacı, bono ile ilişkilendirilen borcun keşideci ya da avalistlerce ödendiğini de iddia etmediğinden mahkemece alacaklı bankanın takip konusu tutar yönünden davanın esastan reddine, takibe konu 500.000,00 TL tutarındaki borcun 440.000,00 TL tutarındaki kısmı üzerinde bir uyuşmazlık yoksa da Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/154 E.- 2020/482 K. sayılı kararı ile dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine harç 500.000,00 TL üzerinden ikmal edildiğinden uyuşmazlık konusu olmayan kısım için hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi, buna dair vekalet ücretinin de bu çerçevede belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Karar    : Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2023/344 E. 2023/869 K. 15.02.2023 T.
Yazarlar: Av. Mehmet TAV & Stj. Av. Çiğdem ÖZDEMİR