Somut olayda; davacı tarafından davalı yüklenicinin yaptığı A blokun 10-11.09.2009 tarihinde Konya'da meydana gelen depremde zarar gördüğü ve güçlendirilmesi gerektiğinden bahisle güçlendirme bedelinin tahsili için talepte bulunulmuş ve mahkemece yapılan yargılama sonucu davalının sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece yeterli araştırma yapılarak hüküm kurulduğundan söz edilemez.

            Dava konusu edilen binanın inşaat ruhsatının 1987 yılında, iskân ruhsatının ise 13.10.1992 yılında alınarak yapının kullanılmaya başlanıldığı, binanın yapımı sırasında 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği’nin yürürlükte olduğu hususlarında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Dosya kapsamında yapının yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden daha üstün nitelikte yapılacağına dair bir sözleşme bulunmayıp, bu yönde bir iddia da yer almamaktadır. Yerel Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki değerlendirmeler 2007 tarihli Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılmıştır. 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği’nin yürürlükte olduğu sırada bu yönetmelik hükümleri çerçevesinde inşa edilen binada, yüklenicinin yapım ve teslimden sonra meydana gelen gelişmeleri bilmesi ve öngörmesi kendisinden beklenemeyeceğinden, sonradan yürürlüğe girip yüklenicinin sorumluluklarını arttıran aleyhe hükümlerin de yüklenicilere uygulanamayacağı açıktır. Bu nedenle yüklenicinin sorumluluğu ve özen borcu, binanın yapımı ve teslimi sırasında yürürlükte bulunan 1975 yılı Deprem Yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirilmedir. Ne var ki dosya kapsamında bu yönde bir değerlendirme yapılmamış, eksik araştırma ve inceleme ile oluşturulan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. O hâlde mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişi yada bilirkişiler kurulu aracılığıyla gerektiğinde yerinde yeniden keşif yapılarak hüküm kurmaya ve denetime elverişli olacak şekilde rapor almak ve dava konusu, davalı yüklenici tarafından yapılan A blokta zararın bulunup bulunmadığı, zarar var ise; zararın kaynağı ve niteliği ile bu zarardan binanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre davalı yüklenicinin sorumlu olup olmadığı hususu tespit edilerek, ortaya çıkan sonuca göre karar vermekten ibarettir. Bu nedenle direnme kararının bozulması gerekmiştir.

Kaynak: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2017/15-254, Karar: 2020/6, Karar Tarihi: 14.1.2020