Başvuru; haksız yakalama ve gözaltı tedbirleri uygulanmasından dolayı açılan davada hükmedilen tazminatın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, ceza yargılamasının uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Gözaltına alınan başvurucu 31/7/2016 tarihinde salıverilmiştir. Dosyanın yer yönünden yetkisizlik kararıyla iletildiği Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı 23/6/2020 tarihinde başvurucu hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının kesinleşmesi üzerine başvurucu, hakkında uygulanan yakalama ve gözaltı tedbirinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendine vurgu yapmış; kendisini ihbar edenin herhangi bir belgeye değil duyuma dayandığını bildirmesine rağmen soyut beyana itibar edilerek gece vakti evinde arama yapılıp yakalandığını, bir günlük gözaltı işleminin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Başvurucu 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Zile Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) başvurucu hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini belirtmiş ve başvurucunun gözaltına alınmasına neden olan olayın gelişimi, gözaltında kaldığı süre gözetilerek başvurucuya 150 TL manevi tazminat ödenmesine, maddi tazminat talebinin ise reddine karar vermiştir. Başvurucunun istinaf kanun yolu başvurusu Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kesin olarak esastan reddedilmiştir.  Başvurucu; hukuka aykırı olarak ve sağlık durumu müsait olmadığı hâlde hakkında yakalama ve gözaltı tedbiri uygulandığını, bu tedbirler için hükmedilen tazminat miktarının yeterli olmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Somut başvuruya konu tazminat davasını inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sona eren soruşturma sırasında başvurucunun yakalanması ve bir gün süreyle gözaltında tutulması nedeniyle başvurucuya 150 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Başvurucunun yakalanması ve gözaltına alınmasının hukuki olmadığı kabul edilmesine rağmen başvurucu lehine hükmedilen 150 TL manevi tazminatın Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda ödenmesini kararlaştırdığı tazminat miktarına göre oldukça düşük olduğu ortadadır (M.Ş.T., B. No: 2018/17073, 26/2/2020; U.Ç., B. No: 2018/17068, 7/11/2019 kararlarında 1 gün ve 7 gün gözaltı süreleri için 5.000 TL tazminata hükmedilmiştir). Ağır Ceza Mahkemesince hükmedilen tazminatın Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarıyla aynı olması gerekmemekle birlikte somut olayın şartlarında ödenmesine hükmedilen miktarın tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük olduğu anlaşılmıştır. Buna göre başvurucuya ödenmesine hükmedilen tazminatın -Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan esaslara aykırı bir durum söz konusu olmasına rağmen- manevi zararı karşılamaktan uzak olduğu sonucuna varılmıştır.
Karar: Mehmet TÜRKER ,  Başvuru Numarası:  2021/14222 Karar Tarihi : 21/12/2023
Yazar:  Av. Mehmet TAV & Stj.Av.Neslihan KINIK