
Anayasa Mahkemesi, Yapının Tazminatsız Olarak Yıktırılması Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlaline İlişkin İddia, Mustafa Serim Başvurusu.
Somut olaydaki gecekondu 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıkılmıştır. Dolayısıyla yıkımın kanuni dayanağının bulunduğu ve başvurucuya ait yapının ruhsatı olmadığı gerekçesiyle yıkılmasının kamu yararına dayalı meşru bir amacının değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan İrfan Öztekin (B. No: 014/19140, 5/12/2017), Rifat Algan (B. No: 2014/19138, 22/2/2018), Durali Gümüşbaş (B. No: 2015/6427, 10/10/2018) ve Abbas Özçelik v e diğerler i (B. No: 2016/3193, 29/5/2019) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede söz konusu kararlarda; şehir planlaması ile ilgili düzenlemelere aykırı şekilde inşa edilmiş olması sebebiyle idari makamlarca yapının her an yıkılması mümkün bulunmasına rağmen bu yönde bir girişimde bulunulmaması ve önlem alınmaması, uzunca bir süre bu duruma sessiz kalınması, esasen yapı sebebiyle vergi tahsil edilmesi veya yapının kamu hizmetlerinden yararlandırılması suretiyle bu alanlarda sosyal ortam ve aile ortamının oluşturulmasına izin verilmesi hâlinde, inşa edilen yapının kullanılmasından kaynaklanan ekonomik değerin mülk oluşturduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte derece mahkemelerinin sadece binanın ruhsatsız olduğu olgusundan hareket edip olayın gelişiminde kamu makamlarının edilgen tutumunu dikkate almamaları, bütün zarara tek başına başvurucuların katlanması sonucuna yol açmasının başvuruculara şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklediği sonucuna ulaşmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
Karar: Anayasa Mahkemesi Kararı, 1. B., B. 2020/7956 T. 20.7.2023
Yazar: Av. Mehmet TAV, Stj. Av. Şahsenem PEÇENEK